Önsöz
Örgütlü insan
toplulukları oluştukça, nüfus ve bu nüfusun maddi yaşam koşullarına
ilişkin sayısal verilere sahip olma gereksinimlerin arttığı ve bu izlere
Antikçağ’da, Çin’de, Mısır’da, Yunanistan’da rastlanılmaktadır. İlk
nüfus sayımının Roma’da yapıldığı bilinmektedir. XVII. Yüzyılda
istatistik incelemelerinin taban ve araçlarına ilişkin kavramlar,
Hermann Conring (1606-1681) ve John Graunt (1620-1674) tarafından
kurulan iki okuldaki çalışmaları ile bazı istatistik değişmezliklerini
ortaya çıkarmışlardır. XIX. Yüzyıl başında Pierre Simon de Laplace
(1749-1827) olasılık kavramını ortaya koydu.
İstatistiksel
yöntemler, işletme yönetiminin de zorunlu bir yardımcısı olarak ortaya
çıkmışlardır. Piyasa araştırmaları, bütçe denetimi, stok denetimi gibi
işlevlerde istatistik vazgeçilmez bir unsurdur.
İstatistik bir
çalışmanın birçok evresi vardır:
-
Yöntemsel olan ilki,
üzerinde çalışılacak istatistik birimleri (özellik, ad vb. )
tanımlamaktan oluşur.
-
Teknik olan ikinci
evrede, verilerin toplanmasına geçilir (örnekleme, ölçüm, anket yoluyla
sorgulama vb.).
|
|
-
Üçüncü evrede veriler,
tüm bilgiyi içeren tablo, eğri yada diyagram biçiminde sunulurlar.
Verileri oldukları biçimde kavramak ve yorumlamak güç olduğundan
genellikle daha göze çarpıcı eğrilerle (histogramlar) daha az sayıda
parametrelerle özetlenmeleri yoluna gidilir. Parametrelerin bir bölümü
odaklaşmayı (ortalama, ortalayan, vb.), bir bölümü de dağılmayı
(standart sapma, değişim aralığı, vb.) nitelerler.
-
Klasik istatistikte
daha sonra, hesaplanan bu parametreler yardımı ile gözlemler bir modele
ya da istatistik bir dağılıma (binom, normal, vb.) uyarlanmaya
çalışılır. İncelenen kütleden örneklemeye gidilmiş ise bu durum,
parametrelerin kestirimi sorunlarına yol açar. Örnekleme dayanarak sonuç
çıkarabilmek için ana kütleye ilişkin bir varsayımda bulunmak ve değeri
üstünde karara varmak gerekir: bu, varsayım testlerinin konusuna girer.
-
Son olarak, birçok
özellik birlikte belirlenmişse, aralarında ilişki olup olmadığı
araştırılabilir: fonksiyonel ilişki, tam bağımsızlık, yada stokastik
ilişki (bağlılaşım)
Modern Kalite kontrolün
temelleri, 1920’lerden itibaren istatistik metotların sanayide kullanımı
ile ortaya çıkmıştır. Bu yıllarda ilk olarak Shewhart, Dodge, Roming,
Pearson gibi bilim adamları istatistik metotları sanayide karşılaşılan
kalite problemlerinin çözümünde kullanılarak proses kontrolün temelini
atmışlardır.
Dünyada gelişen rekabet
ortamında KALİTE işletmelerin fonksiyonlarından biri olmaktan çıkmış,
rekabette stratejik bir araç haline gelmiştir. Bir mamulün kalitesi
müşteri isteklerini ve gereksinimlerini mümkün olan en ekonomik düzeyde
karşılamayı amaçlayan mühendislik ve üretim karakteristiklerinin
bileşiminden oluşur. Rekabetin ana hedefi müşteridir. Müşteriyi ele
geçiren, tatmin eden ve elinde tutan kuruluşlar rekabette başarılıdır. |
Geleneksel anlayışta
düzeltici işler ürün bazındadır, mevcut kalite düzeyi sorgusuz benimsenir,
eğitim düzeyleri yetersizdir, İstatistiksel Proses Kontrolü (İPK) yalnızca
kalite kontrol bölümüne öğretilir, kalite arttıkça maliyetlerin de
artacağı inancı yaygındır, daha çok üretmek esastır, ürünler
tamamlandıktan sonra muayene yoluyla kontrol edilir ve düzeltici işlemler
ürün bazındadır, hata oluştuktan sonra tepkiler başlar, departmanlar arası
bir çekişme vardır.
Modern anlayışta ise
düzeltici işler proses bazındadır, sürekli gelişme temel ilkedir; ekip
çalışması yaygındır, bir sonraki departman bir önceki departmanın
müşterisidir, önce kalite hedeflenir, hatalar oluşmadan tahmin edilir ve
önleyici tedbirler alınır, her düzeyde yoğun eğitim öngörülür, İPK
teknikleri ve kullanımı hakkında herkes bilgilendirilir, kalite arttıkça
maliyetlerin düşeceği inancı hakimdir.
Ürünleri muayene ederek
hatalı olanları ıskartaya ayırma, malları kalitelerine göre sınıflandırma
ve yeniden işleme bu hatalara yol açan nedenlerin hiç birini ortadan
kaldırmaz dolayısıyla muayene gecikmiş, etkisiz, masraflı bir yöntemdir.
İSTATİSTİKSEL |
: verilerin toplanması ve irdelenmesi , |
PROSES |
: işgücü, makine, donanım, malzeme ve yöntemlerin özgül bileşimi |
KONTROL |
: gerçek performansın standart performans ile karşılaştırılıp, farka
göre hareket edilmesini sağlayan geri besleme sürecidir. |
Bu üç kelimenin
birleşmesiyle oluşan İstatistiksel Proses Kontrol, kısaca İPK ise
proseslerdeki değişkenliğin ölçülmesi ve irdelenmesi için istatistiksel
tekniklerin uygulanmasıdır.
IPK'nın amacı hataları
önlemektir, hataları yakalayıp, hatalıları ayıklamak değil.
IPK'da 4 temel işlev
sırasıyla şöyledir:
1. Proses değişkenliği
ölçülür.
2. Proses değişkenliği
kontrol edilir.
3. Proses yeterli hale
getirilir.
4- Proses değişkenliğinin
azaltılması sürdürülür.
IPK ile :
-
Hatalar kaynağında
önlenir, sorunlar yayılmadan durdurulur, böylece birbirlerini besleyen
departmanların birbirlerine hatalı ürün vermeleri önlenir.
-
Herkes kendi içinin
kalitesini denetler
-
Her departman hem bir
alıcı, hem de satıcı durumundadır. Bu yüzden herkesin kendi ürününü bir
sonraki departmana hatasız sunması söz konusudur.
|
|
Kalite araçları olarak
adlandırılan araçlar özellikle uygulama sürecinde ortaya çıkan ve/veya
çıkabilecek problemlerin; belirlenmesine ve çözülmesine yönelik
bilgi ve veri üretimini
·
yönlendirmek,
·
kolaylaştırmak ve
·
sistematik bir
yaklaşımla bu bilgi ve verileri değerlendirmek
amacına yönelik olarak
tasarlanmışlardır. Kalite araçları planlama ve üretim faaliyetlerine
değişik kullanım amaçları çerçevesinde kullanılabilir özelliktedirler.
Bütün bu kalite araçlarında beyin fırtınası yönteminden yararlanılır.
Bunlar:
·
Akış diyagramları
·
Histogramlar
·
Pareto analizleri
·
Dağılma grafikleri
·
Kontrol tabloları
·
Sebep-sonuç
diyagramları
·
İşleyiş
diyagramları gibi araçlardır. |
|